18 Haziran 2014 Çarşamba

BURSA TEKSTİL SANAYİ MÜZESİ
Bursa'ya gitmek başlı başına heyecan verici minik bir serüven benim için. Her defasında aynı heyecanı yaşıyorum. Hani sahne sanatçıları her sahneye çıkışımda heyecanlanıyorum der ya ben de o hesap..
Güzel şehir Bursa. Sanırsın doğma büyüme oralıyım da çok seviyorum. Oysa ben eş ve iş durumundan Bursalı oldum. Yıllar yılı Bursa'da yaşayarak Bursalı hatta Bursa fanatiği oldum. Son gidişimizi verdiğim linkte yazmış ve size ziyaret ettiğim müzeleri anlatma sözü vermiştim. Bu ara yazmaya o kadar üşeniyorum ki keşke yazarım demeseydim diyerek sanki hep ulu, yüce yazılarımı bekliyormuşsunuz gibi kendimi kandırayım. Ama ne olur bekleseniz. Ne olur??!!
307 dönümlük bir alanda kurulan Merinos parkı içindeki Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde Bursa ve Türkiye tekstil sanayisini anlatan büyükçe sayılabilir bir müze kurulmuş. İki kat ve ikişer kanat olarak düzenlenen müze çok sayıda müze gezmiş olan benim beğenimi kazandı. Müzenin duvarlarına, objelerin üzerlerine iliştirilen bilgilendirme notları Uludağ Üniversitesi Tekstil mühendisliği bölümünce hazırlanmış. Müze sadece tekstil sanayi alanında değil, iş güvenliği, örgütlülük, kadınların iş yaşamına katılımı, işçilerin sosyal yaşamı ve toplumun o günkü ihtiyaçlarına dair önemli ip uçlarını elinde tutuyor desem inanın. 
Bankodaki genç çalışanlar ücretsiz gezilen müzeye buyur ettiler ama panonun fotoğrafını çekerken paparazzilere yakalanmış gibi saklandılar. "Merinos, Türkiye'nin sanayi sembolü, Bursa'nın tekstil belleğidir." diyerek başlayan müze tanıtım kitapçığı hem görsel hem de donanım bakımından oldukça güzel hazırlanmış. Kitaplığınıza bile girebilir cinsten. Hemen girişte görmeye başladığım bilgilendirme panolarına takılınca çok zaman kaybedeceğimi düşündüm. Okumak da gerek. Yoksa bak bak çık git ne anlamı olur di mi? Seçme yapıp okudum ama evde okuyup anlamak üzere tamamını fotoğrafladım.  Merinos fabrikası makine sayılarını misliyle artırdıktan sonra, ne hikmetse, benim anlamadığım(!) bir sebeple üretim ömrünü tamamladığı iddiasıyla, özelleştirme Yüksek Kurulunca, çıkarılan onca gürültü ve itiraza rağmen 2004 yılında kapatıldı.
Aradan geçen yedi yıl sonunda fabrika alanına göz koyan kurumlardan Bursa Büyükşehir Belediyesi bedelsiz olarak edindiği Sümer Holding A.Ş. Merinos Yünlü Sanayi Müessesesinin yerine kültür merkezi, kamu yararına sosyal alanlar ve geniş parklar yaptı. Kapatılmasının bir çok kişiye gözyaşı döktürdüğüne emin olduğum Merinos fabrikasının alanı ve değerleri şükür ki TOKİ'ye peşkeş çekilmedi. Fabrikanın kullandığı makineler ve eşyalarla bölgesel bir yakın sanayi tarihi belleği oluşturuldu. 
Üç adet makinenin dışarıda açık alanda çürümeye bırakıldığını gözledim. Belki mühim değiller belki de çürüyeceği hesaba katılmayıp dış alanda sergilenmek istenip yazgılarına teslim edildiler.
Fabrikanın 1938 yılında kuruluşu 
ve isim babası Atatürk tarafından fabrika kapısının anahtarla açılışı ile Bursa ahalisi zaten var olan ipek böcekçiliği uğraşına fabrika işçiliğini ekliyor. 
Merinos sözcüğü Kafkaslardan göçüp İspanya taraflarına yerleşen İber halkının ince, uzunca yün anlamında kullandığı ve bu yünün sağlandığı koyun ırkının öz Türkçe adı. Celal Bayar açılış konuşmasını yapar, Bursa ve çevresinde sadece işçilik nedeniyle gelir değil kullanılacak yünün elde edileceği koyun türünün yetiştirileceği müjdesini de verir. Aynı akşam Atatürk, belediye binasında, 
şimdi belediye meclis salonu olduğu için sıralarla dolu bu salonda, 
fabrikanın açılışı şerefine verilen baloda Sarı Zeybek oynar.
İlk olarak iplik işletmesi olarak kurulan fabrikanın 1944'te dokuma 1977'de hazır giyim bölümleri açılmış. Anımsayanlar olacaktır. Eskiden hemen her ilde Sümerbank satış mağazası kaliteli yünlü kumaşları, renk renk desenli basma ve sıcacık pazenleri, yün dokuma halıları, ekonomik ayakkabı vs. ürünlerle gözde alışveriş mekanları olmuştur. Sümerbank mağazalarını ve oradan alışveriş yapmayı hep çok sevmişimdir. İşte o mağazaların yünlü kumaşları yapağıdan ipliğe eğrilip bu fabrikada dokunmuştu yıllar yılı. Yurt dışına gönderilip eğitilmiş elemanlara hitaben tıpkı Zonguldak EKİ, Kastamonu Şeker ve benzeri sanayi kuruluşlarında olduğu gibi mutlu olup kalsın, kaçmasınlar diye işçilerin pek yararlanamadığı sosyal tesisler oluşturulmuş. 
İlk kattaki salonlarda yapağıdan ipliğe evrilme aşamaları anlatılmış. Maket koyunlar da makinelerin dibinde komik komik duruyorlar. 
Dekorda ve makinelerin işleyişinde kullanılan yapağı kokusu her yeri öyle sarmış ki burnumu tutmak zorunda kaldığım anlar oldu. 
Müzenin tüm duvarları işleyişle ilgili yazı ve çeşitli boyutlarda fotoğraflarla kaplanmış.
     
 Örneklerde olduğu gibi o günün anlayışınca çeşitli grafik ve yazılarla yapılan iş güvenliği uyarıları,
 grev gözcülerinin fotoğrafları
 gibi çok çeşitli dokümanla karşılaşıyorsunuz.
İplik makineleri, 
fabrikanın vardiya ve güvenlik sirenleri,
Merinos itfaiyesi eşyaları gibi
  gerçekte fabrikada kullanılan, 
hatta Bursa'ya gelen tüm önemli(!) misafirlerin ağırlandığı Merinos fabrikasının yemek takımları hepsi hepsi sergileniyor. Fabrika içinde işçilerin ayakkabılarını boyayan kişinin Sümerbank armalı boyacı sandığı 
ve yine 
fabrika içi alışverişlerde kullanılan para(marka)lar unutulmamış.
İkinci kata çıkan merdivenlerde fabrikanın yapım aşamalarından fotoğraflar
 O dönem Bursalı kadınların ipek kumaşlardan yapılmış giysileri,
               
  ipekçilikle ilgili bölümler, bir zamanlar hemen herkesin evinde olan dikiş makineleri, 

Kara tezgah
ve havlu

 Bursa halkının yaşam alışkanlıklarını yönlendiren 
ve 
gelişmesine katkıda bulunan bir tarihtir Merinos.
Kurulduğu yıl itibarıyla Ortadoğu ve Balkanların en büyük iplik fabrikasının müşterileri arasında bugünün dünya hakimi ABD bile varmış. 
Gidin, görün ve kuruluş çalışmaları Bursa Büyükşehir Belediyesince 2011'de başlatılıp ziyarete açılmış, çok değinmesem de ülkenin iş ve işçi tarihine ışık tutan, belli kazanımlara ulaşılması için kapı olan enerji müzesinin kardeşi Merinos fabrikasının müzesini beğenin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder